fbpx

100 Yaş Manzaraları-2 – Deniz Zeyrek

Deniz Zeyrek

Sevgili İpek Özbey’in dünkü yazısı beni çok sarstı.

76 yaşında işçi emeklisi bir baba, 40 yaşındaki kızıyla 7,5 metrekarelik bir evde yaşıyormuş.

İpek‘in tasvirleri, farelerin cirit attığı evin fotoğraflarıyla örtüşünce, memleketi esir alan yoksulluğun fotoğrafı da çok net bir şekilde gözler önüne serilmiş.

Türkiye’nin en büyük metropolünde, o metropolün en popüler semtlerinden Beyoğlu’nun arka sokaklarında karşımıza çıkan bu fotoğraf, aynı zamanda bir 100 yaş fotoğrafı olmuş.

★★★

İpek‘in çektiği 100 yaş fotoğrafından Cumhurbaşkanlığı iletişim Başkanlığı’nın çektiği 100 yaş fotoğrafına geçelim şimdi:

Sloganı “100 yılda yapılanı 20 yıla sığdırdık.”

Cumhuriyetin 80 yıllık birikimini hiçe sayıp, her şeyin son 21 yılda yapıldığını ileri süren bir bakış açısıyla hazırlanmış. Örneğin,

 Atatürk‘ün yerine Tayyip Erdoğan ikame edilmeye çalışılmış. Onlarca resim ve video içinde Atatürk neredeyse yok! Yüzüncü yılda adeta Atatürk gitmiş Erdoğan gelmiş

– Cumhuriyet’in en önemli özelliğini teşkil eden fırsat eşitliğini yaratan tarihi eğitim kurumlarının nasıl yok edildiği; Bilimsel değil, politik amaçlara hizmet eden, cemaatlerin ve tarikatların kontrolünde dindar ve kindar bir nesil yetiştirmeyi hedeflemiş ucube bir eğitim sisteminin nasıl inşa edildiği anlatılmamış. Cumhuriyet’in en büyük eserlerinden, dünyada ses getirmiş, çok önemli bilim insanları, mühendisler, yazarlar, edebiyatçılar, tarihçiler yetiştirmiş (Boğaziçi gibi) ilim yuvası büyük üniversitelerinin kayyum rektörler aracılığıyla nasıl paçavraya dönüştürülmek istendiği, kurulan tabela üniversitelerinin nasıl profesörsüz, doçentsiz lise seviyesine eğitim verdiği es geçilmiş.

– Sümerbank, SEKA, TEKEL, dokuma fabrikaları (basma, ipek fabrikaları), şeker Fabrikaları, silah fişek ve mühimmat fabrikaları, kiremit ve çimento fabrikaları, demir-çelik fabrikaları, otomobil montaj fabrikaları, uçak fabrikası, şişe ve cam fabrikaları, kükürt gül yağı  kağıt ve karton fabrikaları, sigara fabrikaları, madenler, barajlar, tersaneler gibi, Cumhuriyet’in sanayi kuruluşlarının nasıl yok edildiği, mal varlıklarının arazilerinin yandaşlara nasıl peşkeş çekildiğinden hiç bahsedilmemiş.

– Gıda konusunda kendine yeten, “Yerli Malı Haftası” etkinliklerinde ilkokul çocuklarının Anadolu’da üretilen ürünleri birbirleriyle paylaştığı Türkiye’den, küçük köylerde maliyetler nedeniyle artık tarımla uğraşmayan köylülerin bakkaldan süt ve yumurta almaya başladığı, tarımın bittiği, mercimek ve canlı hayvan ithal etmeye başladığımız, hayvancılığın can çekiştiği, büyük kentlerinde gıda ürünlerinin altın ya da petrol kadar değerlendiği bir ülkeye dönüştüğümüzden hiç söz edilmemiş.

– İktidarın en büyük övgü kaynağı olan hastanelerin, otoyolların, tünellerin, köprülerin, havaalanlarının nasıl astronomik maliyetlerle inşa edildiği, o projeler sayesinde yandaşlara nasıl servet transferi yapıldığı da anlatılmamış. (Geçenlerde bir bankadan kredi isteyen 3. köprü müteahhidi, yaptıkları köprüden araç geçse de geçmese de aylık 80, yıllık 960 milyon dolar garanti geliri olduğunu beyan etmiş. Gizli sözleşmeler nedeniyle bu sefanın kaç yıl sürüleceğini tam olarak bilmiyoruz) Tüyü bitmemiş yetimin hakkının 1 liralık projeleri 5 liraya inşa eden yandaş şirketlere gittiği, o şirketler vergi konusunda büyük muafiyetler alırken, gariban vatandaşların KDV, ÖTV ve MTV gibi vergilerin altında ezildiği yok sayılmış.

★★★

Cumhuriyetin 100. yaşında, bir yanda (7,5 metrekarelik bir evde kızıyla birlikte yaşam mücadelesi veren emekli vatandaş gibi) yoksul milyonlar var.

Diğer yanda zenginlik ve şatafat içinde yaşayan mutlu müreffeh bir azınlık.

100 yılda, İletişim Başkanlığı’nın “100 yılın işini 20 yıla sığdırdık” sloganını doğrulayacak tek alan var. O da “derin yoksulluk”.

İktidar gerçekten 100 yılın yoksulluğunu 20 yıla sığdırmaya başardı.

Kendilerini tebrik ediyorum!

Deniz Zeyrek, Türk gazeteci ve yazardır. Gazetecilik kariyerine 1989 yılında Milliyet Gazetesi’nde başlamıştır. Daha sonra CNN Türk ve Hürriyet gibi çeşitli medya kuruluşlarında çalışmıştır. Zeyrek, ulusal ve uluslararası politika üzerine kaleme aldığı yazılarla tanınmaktadır.

Deneyimli gazeteci, kendine özgü tarzı ve sivri kalemi ile dikkat çekmektedir. Özellikle Türk siyasetinin iç yüzünü aktaran analizler yapmasıyla bilinir. Siyasi gündemi objektif bir şekilde değerlendirip okurlarını aydınlatmaktadır.

Zeyrek, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım süreci, terörizm, iç ve dış politika gibi konularda önemli yazılar kaleme almıştır. Yazılarında Türkiye’nin demokratikleşme sürecini, insan haklarına olan katkılarını ve güncel tartışmaları ele alır.

Buna ek olarak, Zeyrek, televizyon programlarına katılıp Türk siyasetinin gündemine dair yorumlar yapmaktadır. Bu programlarda analizlerini, yılların deneyimiyle harmanlayarak izleyicilere objektif bir bakış sunar.

Deniz Zeyrek’in 100 Yaş Manzaraları-2 adlı kitabı da oldukça popülerdir. Kitapta Türkiye’nin 20. yüzyıl tarihinden kesitler sunulmaktadır. Zeyrek, okurlarını Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden Cumhuriyet’in ilanına, darbeler döneminden siyasi ve ekonomik değişimlere kadar birçok konuda aydınlatmaktadır.

Fransız okuyucuları için, Deniz Zeyrek’in yazıları ve kitapları Türk siyasetine dair önemli bir kaynak olabilir. Türk siyasi atmosferini ve tarihini anlamak isteyenler için Zeyrek’in yazıları, Türkiye’nin iç ve dış politika dinamiklerini anlamak adına bir rehber niteliği taşımaktadır. Zeyrek’in tarafsız ve objektif yaklaşımıyla yazdığı makaleler, Fransız okuyuculara Türkiye’nin siyasi ve toplumsal bağlamını anlama fırsatı sunmaktadır.

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu

BEY.AZ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin